Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

helal olsun

  • 1 helâl olsun!

    а) пусть бу́дет во бла́го!
    б) бог с ним, не жа́лко!

    Türkçe-rusça sözlük > helâl olsun!

  • 2 helal olsun

    әфәрин

    Türkçe-Tatarca sözlük > helal olsun

  • 3 benden yana helâl olsun!

    по́сле меня́ хоть пото́п!

    Türkçe-rusça sözlük > benden yana helâl olsun!

  • 4 böyle bir güzel paltoya üç yüz lira helâl olsun

    за тако́е краси́вое пальто́ не жаль и трёх со́тен лир

    Türkçe-rusça sözlük > böyle bir güzel paltoya üç yüz lira helâl olsun

  • 5 helal

    helal [-aːl] <- li> REL erlaubt; gesetzmäßig, legitim; angetraute(r) (rechtmäßiger) Mann; angetraute (rechtmäßige) Frau;
    -i -e helal etmek jemandem etwas (z.B. die Schuld) erlassen; eine Sache, einen Betrag nicht bereuen;
    helal olsun es sei (ihm) gegönnt; es ist nicht schade (um A);
    helal olsun! bravo!;
    helal süt emmiş ehrbar, ehrlich;
    helalü hoş olsun (es war) gern geschehen

    Türkçe-Almanca sözlük > helal

  • 6 helâl

    helâl [helã:l]
    I adj <- li> rel erlaubt
    II adv <- li>
    \helâl kazanılmış para ehrlich verdientes Geld
    \helâl olsun! bravo!, mein Kompliment!
    \helâl olsun ona Hut ab vor ihm, es sei ihm gegönnt, das gönne ich ihm
    III s ( fig) ( nikâhlı eş) angetraute(r) Mann, angetraute Frau

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > helâl

  • 7 helâl

    1. - li мус.
    дозво́ленный / разрешённый шариа́том; зако́нный; опра́вданный рели́гией
    2. - li разг.
    зако́нный муж, зако́нная жена́
    ••
    - alacağımı sana helâl ediyorum
    - buna beş yüz lirayı helâl ettim
    - helâl olsun!
    - böyle bir güzel paltoya üç yüz lira helâl olsun
    - helâl süt emmiş

    Türkçe-rusça sözlük > helâl

  • 8 helal

    ",-li 1. Islam canonically lawful, permissible, legitimate. 2. colloq. (lawful) wife. 3. legitimately, by legitimate means. -inden 1. legitimately, honestly. 2. willingly. - etmek /ı, a/ to give up (a legitimate claim) to (another); to give (something) to (someone) willingly. - olsun! 1. It´s all yours!/Take it with my blessing (and enjoy it)! 2. Bravo!/Good for him! - para 1. Islam money earned in a canonically lawful way. 2. money that´s been honestly earned, honest earnings. - süt emmiş good, upright, worthy (person). - ü hoş olsun! 1. It´s all yours!/Take it with my blessing (and enjoy it)! 2. I don´t want anything for what I´ve done!"

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > helal

  • 9 ana

    "1. mother (The form anne is preferred in Istanbul). 2. mother animal, dam. 3. appellation of respect for elderly women or female saints (used after a name). 4. protector, patroness. 5. principle, main, fundamental, basic. 6. fin. capital, stock; principal. A-m! 1. an informal form of address. 2. Oh my!/Heavens! -sı ağlamak to go through hardship. -sını ağlatmak /ın/ vulg. to give (one) great trouble, give (one) a hard time. -mın ak sütü gibi helal olsun. colloq. You´re welcome to it. - akçe fin. principal. - atardamar anat. aorta. - atardamarsal anat. aortal, aortic. - avrat asfaltta koşmak slang to swear at everybody present. - avrat dümdüz gitmek slang to swear a blue streak. -m avradım olsun. vulg. I swear. - baba parents, father and mother. -m babam! slang Oh dear!/My!/Oh my! - baba bir having the same father and mother. - baba duası almış blessed by his parents. - baba eline bakmak to depend on one´s parents for one´s support. - baba günü pandemonium, tumult, a dangerous or frightening commotion. - baba yavrusu person pampered as a child. -sını bellerim! vulg. I´ll show him! - bir, baba ayrı born of the same mother but of different fathers. - çizgi geom. generatrix. -sı danası colloq. his mother and the rest of the family, the whole bunch. - defter ledger. - direk naut. lower mast. -dan doğma 1. stark naked. 2. from birth, naturally. 3. congenital. -sından doğduğuna pişman 1. feeling very miserable. 2. lazy. -sından doğduğuna pişman etmek /ı/ to make (someone) sorry he has been born. -dan (yeni) doğmuşa dönmek to be restored to happiness, health, freedom from care, and simplicity. - duvar exterior wall. -sından emdiği süt burnundan (fitil fitil) gelmek to go through extreme hardship. - fikir central theme. -sının gözü slang sly, tricky, shifty. - güverte naut. main deck. -n güzel mi? colloq. You think you´re smart, don´t you? - hat main line, trunk line. - hatlar the main lines, the outline. -sının ipini/ipliğini pazara çıkarmış/satmış wicked, vicious. -sı (onu) kadir gecesi doğurmuş. He is very lucky. - kapı main entrance. -sının karnında dokuz ay on gün nasıl durmuş? colloq. He is very impatient. - kız mother and daughter. -sının kızı a daughter just like her mother. -sının körpe kuzusu mother´s pet, sissy. - kubbe the main dome (of a mosque). - kucağı mother´s bosom. - kuzusu 1. very small baby. 2. mother´s pet, sissy. -sının kuzusu mother´s darling. - motif leitmotif. -lar ne doğururmuş! colloq. How wonderful he is! -sının nikâhını istemek to charge an outrageous price. - oğul mother and son. -nın örekesi! vulg. Stuff and nonsense! -sı sarımsak, babası soğan. colloq. He is from an ignorant and backward family. -sını satayım! colloq. 1. What the heck! 2. Damn it! -sını sattığım colloq. darn, damned. -n seni bugün için doğurdu. colloq. This is the day for which you were born: show us what you can do. - sütü breast milk. - tarafından on the mother´s side. - toplardamar anat. vena cava. -sı turp, babası şalgam. colloq. He has a very low and doubtful background. -n yahşi, baban yahşi demek colloq. to butter someone up, flatter and cajole him. - yapı central structure, main building. -sı yerinde (a person) as old as one´s mother. - yüreği a mother´s love."

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > ana

  • 10 yan

    бок (м) фланг (м)
    * * *
    1.
    1) бок, сторона́

    her yandan — со всех сторо́н, отовсю́ду

    öte yandan — с друго́й стороны́

    2) воен. фланг

    yan ateşi — фла́нговый ого́нь

    3) мат. часть уравне́ния ( левая или правая)
    2.
    1) боково́й

    yan cep — боково́й карма́н

    yan kapı — бокова́я дверь

    2) побо́чный

    ilâcın yan etkileri — побо́чные де́йствия лека́рства

    3.
    в функции служ. имени

    yanına — к кому-чему

    yanına oturduk — мы подсе́ли к нему́

    yanıma gel — подойди́ ко мне

    yanında — ря́дом с кем-чем, о́коло, во́зле кого-чего; при ком-чём

    yanında söyledim — я сказа́л при нём

    yanında taşımak — носи́ть при себе́

    onun yanında benim hiç değerim yoktur — ря́дом с ним я ничего́ не сто́ю

    o belge yanınızda mı? — э́тот докуме́нт при вас?

    yanındanот кого-чего

    yanımdan git! — отойди́ от меня́!

    ••
    - yana olmak
    - sizden yanayız
    - yanına almak
    - annesini yanına almış
    - ben seni yanıma alayım
    - ama çok para veremem
    - yan bakmak
    - yan basmak
    - yanı başında
    - yanı başına
    - yanına bırakmamak
    - yanına komamak
    - yandan bile geçmemiş
    - yana çıkmak
    - yan çizmek
    - yan gelip oturmak
    - yan gelip yatmak
    - yan gelmek
    - yan gözle bakmak
    - yanına kâr kalmak
    - yan tutmak
    - yan yan bakmak
    - yanına varılmaz
    - yanına salâvata varılır
    - yan yatmak

    Türkçe-rusça sözlük > yan

  • 11 Achtung

    Achtung f <Achtung; o pl> dikkat; (Respekt) ( vor D -e) saygı;
    große Achtung genießen büyük saygı görmek;
    in jemandes Achtung steigen b-nin (daha da çok) saygısını kazanmak;
    sich (D) Achtung verschaffen kendini saydırmak;
    fam alle Achtung! helal olsun!, bravo!;
    Achtung! dikkat! Achtung Stufe! basamağa dikkat!

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > Achtung

  • 12 Hochachtung

    Hochachtung f ( vor D -e) (derin) saygı;
    alle Hochachtung! bravo doğrusu!, helal olsun!

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > Hochachtung

  • 13 Respekt

    Respekt m <Respekts; o pl> ( vor D -e) saygı;
    Respekt! helal olsun!, bravo!

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > Respekt

  • 14 әфәрин

    aferin, aşkolsun, bravo, helal olsun

    Татарча-Төрекчә сүзлек > әфәрин

  • 15 gönnen

    gönnen ['gœnən]
    vt
    das gönne ich ihm helâl olsun ona;
    jdm etw nicht \gönnen birine bir şeyi çok görmek;
    sich dat etw \gönnen paraya kıyıp kendisine bir şey almak;
    sein Gewissen wird ihm keine Ruhe \gönnen vicdanı onu rahat bırakmayacaktır

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > gönnen

  • 16 Kompliment

    Kompliment <-(e) s, -e> [kɔmpli'mɛnt] nt
    kompliman, iltifat;
    jdm \Komplimente machen birine kompliman yapmak;
    mein \Kompliment! helâl olsun!

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > Kompliment

  • 17 Respekt

    Respekt <- (e) s> [re'spɛkt, rɛs'pɛkt] m
    kein pl saygı ( vor -e);
    sich dat \Respekt verschaffen kendini saydırmak;
    vor jdm/etw dat \Respekt haben bir kimseye/şeye saygı duymak;
    allem \Respekt! helâl olsun!;
    mit \Respekt zu sagen... ( fam) hâşâ huzurdan [o huzurunuzdan]...

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > Respekt

  • 18 haram

    forbidden by religion, unlawful, wrong. - etmek /ı, a/ to take the pleasure out of (something) for (someone). - helal ver Allahım, garip kulun yer Allahım. colloq. He will make a profit from anything, with no regard for right and wrong. - mal a thing taken by theft or deceit. - olmak /a/ (for the pleasure, enjoyment, etc. of something) to be ruined, spoiled, or impaired (for someone). - olsun! May you get no benefit from it. - para money illegitimately acquired, ill-gotten gains. -a uçkur çözmek colloq. to commit adultery. - yemek to get something illegally or illegitimately.

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > haram

См. также в других словарях:

  • helal olsun — 1) bir hizmet veya özverinin istenilerek yapıldığını ve takdir edildiğini göstermek için kullanılan bir söz Yol güzel, tarlalar cömert / Helal olsun yol parası. B. R. Eyuboğlu 2) hakkımı helal ediyorum anlamında kullanılan bir söz 3) bir davranış …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ananın (veya anasının) ak sütü gibi (helal olsun) — anamın sütü bana nasıl helal ise bu da sana öyle helal olsun anlamında kullanılan bir söz Şimşek gibi çakan ağrılardan beni kurtarsınlar, servetimin yarısını anamın ak sütü gibi vereyim. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • helal — sf., li, din b., Ar. ḥalāl 1) Dinin kurallarına aykırı olmayan, dinî bakımdan yasaklanmamış olan, haram karşıtı Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal. M. A. Ersoy 2) Kurallara, geleneklere uygun 3) is., mec. Nikâhlı eş 4) zf. Kurallara,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • helal etmek — Tanrı yı tanık tutarak bir şeyi bağışlamak Alacağımı sana helal ediyorum, anandan emdiğin süt gibi helal olsun …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yağ bal olsun — yenen, içilen şeyler helal ve afiyet olsun …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Duman (band) — Duman Origin Istanbul, Turkey Genres Grunge, rock Years active 1997–present Labels NR1 Music, EMI, Sony BMG Music W …   Wikipedia

  • HENÎEN LEKÜM — Size âfiyet olsun, şifa olsun. Helâl olsun. * Tebrik ederiz …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • Duman — Saltar a navegación, búsqueda Duman Información personal Origen Estambul, Turquía …   Wikipedia Español

  • Zeki Müren — Infobox musical artist Name = Zeki Müren Img capt = Background = solo singer Born = Birth date| 1931|12|6 Bursa Died = Death date and age| 1996|9|24 | 1931|12|6 Origin = Turkey Genre = Turkish classical music Occupation = singer, songwriter Years …   Wikipedia

  • Pascal Nouma — Football player infobox playername = Pascal Nouma fullname = Pascal Nouma height = height|meters=1.86 dateofbirth = birth date and age|1972|1|6|df=y cityofbirth = Epinay sur Seine countryofbirth = France currentclub = clubnumber = position =… …   Wikipedia

  • Turist Ömer — or Ömer the Tourist is a recurring character in a series of comic films made in Turkey between 1964 and 1973. The character was played by Sadri Alışık. Turist Ömer first appeared as a supporting character in a 1963 film by Hulki Saner [http://www …   Wikipedia

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»